İskan Tolun | 3 Kafadarın Dönüşü
İskan Tolun | 3 Kafadarın Dönüşü
3 Kafadarın Dönüşü Kitap Açıklaması
Cemil, o çakır, sert bakışlarıyla; yüflammen bir şeylere bakıyor, derinden, uzun uzun. Kendin yapabilirsin, deneyebilirsin, kendin yapabilirsin. İçinden besmele çekerek cesaret devşiriyordu, tekmil olmaktan, ruhundan, kasvetle. Elbette Zînê de. Zaten o renkten renge giriyordu...
“Çok kötü bir şey yoktur umarım” dedi içinden. Biraz toparlanmıştı, o çakır, sert bakışları yumuşamıştı. Artık umar gözlerle yumuşacık çalışmaya başladı ve hemen de merakına y enildi, yekindi. Bu sessizliğe daha dayanamadı, ayakta kaldı Zînê'ye bir güzel haber:
“Dilinin altında bir şeyler vardır, Bako. Kötü bir haber olduğu aşikâr; bu belli oldu, hem de apaşikâr. Evet Bako, bu, götünüz bir gerçektir artık. Allah ver de çok kötü bir şey değildir. Ben istemekten, sen de söylemekten. Çocuklara ne oldu? Haydi söyle de daha fazla bize eziyet etme, lütfen. Umarım ölüm falan yoktur." Derken tekrar bir heykel gibi duran dert kumkuması Zînê'ye geri döndü; deviniyordu artık, habire...
“Hele şükürler olsun bizim Muzo görüş kapsamı alanına girdi. Hah, "yapabilirsin boyuna atfen espriyi patlatıyordu" demek kolay benim için. Yılmaz Güney neşeliyken arkadaşı Müzaffer Göktaş'a, “Muzo” diyordu, ciddiyken de hep, “Diyarbakırlı.”